21 Mayıs 2009 Perşembe




















SIKINTIYI ATMAK ÜZERİNE...

Güvercinin birini izledim geçen gün parkta..
Ağzında bir mısır tanesi ama nedendir bilemiyorum
sürekli olarak düşürüp duruyordu onu. Bir yandan da suçlu suçlu etrafa bakınıyordu;
sanki gören var mı gibilerinden...
Kuşu izlerken dalmış gitmişim...Canım ilkbahar havasını bile solumaz olmuşum.
O güzel hayvanın, mısır tanesini istediği şekilde alamamasının kendisinde yarattığı
sıkıntıyı izlerken, kendi dertlerimi unutmuşum...
İç sıkıntısından kurtulmak ne denli zor bir iş ! Bir an geliyor,
umutsuzluğa kapılıyor insan; sanki istediğin hiç bir olgu gerçekleşmeyecek,
yaşam o anda orada donup kalacak .. Kalın bir telefon rehberini el ile tek tek
yazmak gibi bir duygu bu ...
Sonra birden; yaşama tekrar döndüğümde gördüm ki, bizim güvercin,
salına salına dönmüş arkasını gidiyor, yerdeki mısırın yerinde de yeller esiyor..
O haliyle pek mutlu, sıkıntısını atmış, sanki tüm dünya kendisinin..
Dudaklarımda bir gülümseme, yerimden kalkıyorum. İçimde
biraz da olsa bir ferahlama; yavaş yavaş parktan uzaklaşıyorum..

Hiç yorum yok: